bugün
- anın görüntüsü16
- emmanuel emenike15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz28
- iğrenç bir his tarif et24
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması14
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı10
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- insana kendini kötü hissettiren şeyler20
- memesi küçük olmak15
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- güne bir şarkı bırak13
- tilki ailesi9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- 1 mayıs9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim10
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- icardi190513
- ben bu davanın savcısıyım8
- sözlük kızından gelin olmaz21
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız13
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim14
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
entry'ler (392)
sıçtıktan sonra götünü taşa silerek temizlemeye çalışan insanların dedelerinin, memleketime savaş kazandırmaları ilginç... bir de savaşı kazandıran teknik bilgiler?! kürt komutanlar tarafından verilmişmiş...
onu siktirette diyarbakırspor bank asya'dan da düşmese bari...
onu siktirette diyarbakırspor bank asya'dan da düşmese bari...
benim yer almadığım kaka liste!
halbuki bu yıl çok çalışmıştım...şahidimsin sözlük bir gün çok zengin olucam ve dünyayı yöneticem.*
halbuki bu yıl çok çalışmıştım...şahidimsin sözlük bir gün çok zengin olucam ve dünyayı yöneticem.*
kafasına göre dükkan açmayı adet edinmiş xl italyan esnafını hesaba katmayıp; ''ulan bu da kulüp mağazası arkadaş, kafalarına göre açıp kapatacak değiller ya; illa ki makul çalışma saatleri vardır'' diyerek kaldığımız hostelden cenova çarşısındaki sampdoria pointe yürüdük arkadaşımla... saatlerimiz tam 11:30 u gösteriyordu ki birde baktık ne görelim, çarşıdaki tek kapalı dükkan sampdoria point... türkiye'de aylarca sampdoria formasının hayaliyle yanıp tutuşmuş bir insan için cenovaya gelip formayı bulamamak nedir tahmin bile edemezsiniz. yani insan değişik ruh hallerine giriyor ayak üstü... bir anda sinirlenip bir anda düşüncelere dalıyor, ara ara azıp; bazı bazı gülümsüyor elinde olmadan.
sampdoria formamı alamamış olmam beni buhrandan buhrana sokuyordu fakat bu ruh halinden çarçabuk kurtulmam gerektiğininde farkındaydım. çünkü cenovadaki son günümdü ve bu şehirden o formayı almadan gidemezdim*. hemen etraftaki esnaftan sampdoria point'ler hakkında bilgi aldım. italyan esnaf amca 2 mağaza daha bildiğini birinin stadyumda olduğunu söyledi, diğerini de tarif etti ama ben bi bok anlamadım. artık benim de arkadaşımında fazla seçeneği kalmamıştı... sampdoria'nın mabedine, yani stadio luigi ferraris'e gitmeliydik...
azimle sıçan taşı deler hesabı, yaklaşık 10-11 km yürüdükten sonra stada varmıştık. formayı almam için son şansım stadın içindeki taraftar mağazası idi. bir yandan içimdeki ''ya burası da kapalıysa'' korkusunu bastırmaya çalışırken bir yandan da forma uğruna sürüklediğim yorgun arkadaşımın küfürlerini dinlemekle meşguldüm. bir kaç dakika sonra mağazaya varmıştık. mağazanın kapıları ardına kadar açıktı, adeta beni kucaklıyordu. içeriye heyecanla girdim, karşımda esmer renkli gözlü taş gibi bir satış elemanı duruyordu. aramızda müthiş bir elektriklenme olmuştu. cesaretimi toplayıp ''ciao'' dedim, o da bana ''ciao'' dedi, ... sonra ikimiz de işimizi yapmaya başladık... ben deliler gibi formalara dokunup bedeni uygun bir tane bulmaya çalışırken o da yeni gelen ürünleri kolilerden çıkarıp raflara yerleştiriyordu... tanrım; bu satış elemanı ayak tırnağından saç teline kadar tam bir kadındı.
bir kaç dakika sonra aradığım uzun kollu formayı bulmuştum. satış elemanı bayana, üzerimi nerde değiştirebileceğimi sırıtarak sordum, bana kasanın arkasındaki depoyu gösterdi. soyunma kabinlerinin olmaması şaşırtıcıydı... ürün deposunda üzerimi değiştirip sampdoria formamla aynaya baktım. aman yarrabi! bildiğin pazzini'ye dönüşmüştüm ya la! soyunma kabininden çıkıp kasaya gittim, formayı almak istediğimi söyledim. satış elemanı bayan formanın fiyatının 56.40 euro olduğunu söyledi. 10 euro indir alayım dedim gülümseyerek. suratıma mal mal baktı... hatunu tavlamak için yapmış olduğum espri tutmamıştı anlaşılan. parayı verdim ve arkadaşımı alarak mağazadan uzaklaştım...
sonuç olarak aylardır hayalini kurduğum formayı almakla kalmamış, sampdoria'nın efsanevi stadını da görmüştüm, ayrıca taş gibi bir sampdoria'lı hatuna ''ciao'' demiş, yorgun arkadaşımdan şimdiye kadar duymadığım küfürler duymuştum yaa işte öyle...
ayrıca pazzini'yi inter milan'a cassano'yu ac milan'a kaptırmış kulüptür.
sampdoria formamı alamamış olmam beni buhrandan buhrana sokuyordu fakat bu ruh halinden çarçabuk kurtulmam gerektiğininde farkındaydım. çünkü cenovadaki son günümdü ve bu şehirden o formayı almadan gidemezdim*. hemen etraftaki esnaftan sampdoria point'ler hakkında bilgi aldım. italyan esnaf amca 2 mağaza daha bildiğini birinin stadyumda olduğunu söyledi, diğerini de tarif etti ama ben bi bok anlamadım. artık benim de arkadaşımında fazla seçeneği kalmamıştı... sampdoria'nın mabedine, yani stadio luigi ferraris'e gitmeliydik...
azimle sıçan taşı deler hesabı, yaklaşık 10-11 km yürüdükten sonra stada varmıştık. formayı almam için son şansım stadın içindeki taraftar mağazası idi. bir yandan içimdeki ''ya burası da kapalıysa'' korkusunu bastırmaya çalışırken bir yandan da forma uğruna sürüklediğim yorgun arkadaşımın küfürlerini dinlemekle meşguldüm. bir kaç dakika sonra mağazaya varmıştık. mağazanın kapıları ardına kadar açıktı, adeta beni kucaklıyordu. içeriye heyecanla girdim, karşımda esmer renkli gözlü taş gibi bir satış elemanı duruyordu. aramızda müthiş bir elektriklenme olmuştu. cesaretimi toplayıp ''ciao'' dedim, o da bana ''ciao'' dedi, ... sonra ikimiz de işimizi yapmaya başladık... ben deliler gibi formalara dokunup bedeni uygun bir tane bulmaya çalışırken o da yeni gelen ürünleri kolilerden çıkarıp raflara yerleştiriyordu... tanrım; bu satış elemanı ayak tırnağından saç teline kadar tam bir kadındı.
bir kaç dakika sonra aradığım uzun kollu formayı bulmuştum. satış elemanı bayana, üzerimi nerde değiştirebileceğimi sırıtarak sordum, bana kasanın arkasındaki depoyu gösterdi. soyunma kabinlerinin olmaması şaşırtıcıydı... ürün deposunda üzerimi değiştirip sampdoria formamla aynaya baktım. aman yarrabi! bildiğin pazzini'ye dönüşmüştüm ya la! soyunma kabininden çıkıp kasaya gittim, formayı almak istediğimi söyledim. satış elemanı bayan formanın fiyatının 56.40 euro olduğunu söyledi. 10 euro indir alayım dedim gülümseyerek. suratıma mal mal baktı... hatunu tavlamak için yapmış olduğum espri tutmamıştı anlaşılan. parayı verdim ve arkadaşımı alarak mağazadan uzaklaştım...
sonuç olarak aylardır hayalini kurduğum formayı almakla kalmamış, sampdoria'nın efsanevi stadını da görmüştüm, ayrıca taş gibi bir sampdoria'lı hatuna ''ciao'' demiş, yorgun arkadaşımdan şimdiye kadar duymadığım küfürler duymuştum yaa işte öyle...
ayrıca pazzini'yi inter milan'a cassano'yu ac milan'a kaptırmış kulüptür.
napoli menşeili güney italya türküsü.
venedikte bir gondolda; akordiyon eşliğinde dinlenmesi farzdır.
venedikte bir gondolda; akordiyon eşliğinde dinlenmesi farzdır.
evlerinde kazandıkları her maçtan sonra; kalecilerinin taraftara 3'lü çektirdiği spor kulübü.*
ayrıca futbol takımının yanında bisiklet takımı da mevcuttur.
http://www.manisaspor.org.tr/haber.php?c=a&id=1158
ayrıca futbol takımının yanında bisiklet takımı da mevcuttur.
http://www.manisaspor.org.tr/haber.php?c=a&id=1158
her ne kadar devlet bahçeli'ye sempati duysam da anlamsız bulduğum karardır... popülizmden uzak duran, karakterli bir siyasetçi olduğunu düşündüğüm bahçeli benim gibi düşünen insanlara karşı pot kırmıştır malesef...
renkleri siyah beyaz olan, egenin süper ligteki 2 takımından biri...
ayrıca;
Yönetimden rica ediyorum; ne olur Manisaspor'u azad etsin, belediyeye, TMSF'ye, iller bankasına veya şarapçı orhan'a devretsin, takım daha iyi yönetilir, evimizde maç kazanırız en azından...
ayrıca;
Yönetimden rica ediyorum; ne olur Manisaspor'u azad etsin, belediyeye, TMSF'ye, iller bankasına veya şarapçı orhan'a devretsin, takım daha iyi yönetilir, evimizde maç kazanırız en azından...
önceleri gerçekten eğlenceli olan saldıraları son zamanlarda kabak tadı vermeye başlayan !?sözlük?!... inci sözlük en iğrenç klon olma yolunda emin adımlarla ilerliyor malesef.
oyunlarla pek arası olmayan biri olan beni bile bağımlısı haline getiren, vizelerden sonra tanıştığıma şükrettiğim; finallerden önce tanıştığım için kahrolduğum, sosyal yaşamımı, derslerimi, kız arkadaşımı kısacası hayatımı s.kip atan 700 megabaytlık dehşet oyun... facebook videosunda allam allam allam diyerek bölüm geçmeye çalışan, feryat edip annesine kızan; 5 yaşındaki kız için mario neyse benim için mount&blade: warband odur efendim.
konuk ettiği bir çok kişinin yüzüne gülen*; konuşmalarına, duruşlarına veya başka bıdı bıdı'larına negatif tepki göstermeyen* fakat akabindeki hafta aynı kişi veya kişilerin ağzına sıçan türk büyüğü.
aklıma gelen yakın zamandaki örnekler; (bkz: esra ceyda kardaşlar), (bkz: alo salim)
kapitalizmi, kapitalizmin kendi öz silahıyla yenmeye çalışan türkiye'deki tek aklı başında solcu, milliyetçi, demokrat ve cumhuriyetçi kişi olup kanal d 'de haftada 3 gece program yapması bunun kanıtıdır.
yaptığı programda bol bol mesaj verilmektedir. çoğu zaman gizliden bazen de alenen... ara ara dizilere, ara ara kendi kanalına, ara ara hükümete, ara ara madonna'ya kısacası sürekli düzene, mütemadiyen sistemin tamamına laf giydirilir...
tüketen, itaateden ve sonunda ölecek olan ruhlarımıza; gerek sigara molalarında girilen vtrler; gerekse programın sonunda hayko cepkin'in seslendirdiği şarkı vasıtasıyla hayat sokaklarda mesajı verilmektedir.
umarım okan bayülgen bu güzel ve tehlikeli şeyleri nice yıllar gençlerin bilinçaltına empoze eder, ki o beyinler 1,5 kiloluk birer kaka yığınına daha nice yıllar dönüşmesin...
(bkz: the message has been received okan bey)
(bkz: wash my brain okan bey)
aklıma gelen yakın zamandaki örnekler; (bkz: esra ceyda kardaşlar), (bkz: alo salim)
kapitalizmi, kapitalizmin kendi öz silahıyla yenmeye çalışan türkiye'deki tek aklı başında solcu, milliyetçi, demokrat ve cumhuriyetçi kişi olup kanal d 'de haftada 3 gece program yapması bunun kanıtıdır.
yaptığı programda bol bol mesaj verilmektedir. çoğu zaman gizliden bazen de alenen... ara ara dizilere, ara ara kendi kanalına, ara ara hükümete, ara ara madonna'ya kısacası sürekli düzene, mütemadiyen sistemin tamamına laf giydirilir...
tüketen, itaateden ve sonunda ölecek olan ruhlarımıza; gerek sigara molalarında girilen vtrler; gerekse programın sonunda hayko cepkin'in seslendirdiği şarkı vasıtasıyla hayat sokaklarda mesajı verilmektedir.
umarım okan bayülgen bu güzel ve tehlikeli şeyleri nice yıllar gençlerin bilinçaltına empoze eder, ki o beyinler 1,5 kiloluk birer kaka yığınına daha nice yıllar dönüşmesin...
(bkz: the message has been received okan bey)
(bkz: wash my brain okan bey)
dizideki armağan karakteri ( ki bu karakter armi olarak bilinir ) manyağın önde gidenidir efendim. her bölüm en az 3 kişiye bağırır, 2 kişiye tokat falan atar... bunun yanında son derece götü kalkık bir karakterdir. misal; bunlar*çoğu zaman açlıkla pençeleşmektedirler fakat buna rağmen komşunun kapısını çalmayacak, bir tas çorba istemeyecek iradeye/salaklığa sahiptir. ha bide unutmadan, dizideki utku karakteri buna tıklamıştır.
diziye gelirsek eğer; ciddi anlamda çok çirkin, adi, aptal, salak, kaka bir dizidir.
diziye gelirsek eğer; ciddi anlamda çok çirkin, adi, aptal, salak, kaka bir dizidir.
programda, kendisini kürt olan bir türk vatandaşı olarak tanımlayan bir kardeşimiz sorunu çok net olarak ortaya koymuş, türkiyedeki tartışmalara ve kafalardaki soru işaretlerine benim açımdan nokta koymuştur.
an itibariyle şahan gökbakar'a benzeyen bir öğrenci hulki cevizoğlu'na soru sormaktadır bu programda.
türkiye'yi tayyip erdoğan'dan daha iyi yöneteceğini düşündüğüm baba.
sanatsal bir fransız film ismi olabilir...
(bkz: inanırsak olur bence)
(bkz: inanırsak olur bence)
program moderatörlüğünün, tamamıyla öğrencilerin eline geçtiği kanal d programı. büyük bir türk bayrağı açılmış, şehitler için saygı duruşunda bulunulmuş, istiklal marşı okunmuştur... bayrak açıldığında abbas güçlü suratını töçmüş, öğrenciler istiklal marşını okumaya başladığında ise eşlik etmek !zorunda! kalmıştır malesef...
bir de müslümanlığa küfrederse bırak ereksiyonu, 31 çekmiş gibi olur bu ateistler.